Türk el halıları deniz ötesine MNG Halı ile gidiyor

Haşim Güreli; “Halı bir dokumacılık değil, bir kültürdür!”

1970 yılında baba Mehmet Nuri Güreli tarafından Kapalı Çarşı’da kurulan MNG Halıcılık’ın, babadan oğula geçen ilginç bir hikâyesi var… Şahıs firması olarak kurulan şirket, kuruluş yıllarında ihracat yaparken ürünlerin üzerine ‘Mehmet Nuri Güreli’den geldiği belli olsun diye “MNG” şeklinde kısaltılmasıyla MNG Halıcılık yolculuğuna başlamış… Müşteriler tarafından profil olarak MNG şeklinde tanınınca baba ve 2 oğlu ortak olarak 2001 yılında MNG Halıcılığı kurmuş… Mehmet Nuri Güreli’nin büyük oğlu, Genel Müdür Haşim Güreli ile MNG’yi ele aldık.

Haşim Bey kısaca sizi tanıyabilir miyiz?

Çocuk yaşlardan itibaren, yaz tatillerinde, okuldan arta kalan zamanlarda dükkânda halıyla haşır-neşir olduğumuz zamanların etkisi çok büyüktür. Ağırlıklı olarak ihracat yapıyoruz. Van halısından Balıkesir halısına, Mersin halısınıdan Uşak halısına Anadolu’da dokunan her türlü halıyı ürünlerimiz içerisinde görebilirsiniz. Ürünlerimiz antika olmayıp orta eski diye adlandırdığımız, insanların zamanında kendileri için dokuyup kullandığı, eskiyince veya ihtiyaçtan elden çıkardığı halıları Türkiye’nin neresinde olursa olsun ulaşarak kendi halı fabrikamızda bir renovasyon sürecinden geçirerek alıcılarıyla buluşturuyoruz. Ürün guruplarımız, eski halının dışında, zaman zaman dokumasını gerçekleştirdiğimiz halı, kilim ve küçük yastıklardan oluşuyor.

Eski halılar için renovasyon sürecinden bahsettik, bu konuyla ilgili detaylı bilgi verebilir misiniz?

Eski halılar elimize ulaştıktan sonra ilk ve en önemli konularından biri olan temizlik sürecini kendi halı yıkama fabrikamızda özenle gerçekleştiriyoruz. Daha sonra, söküğü, aşınması var ise bakımını yaptırarak satışa hazır hale getiriyoruz.

Haşim Güreli; “Halıyı dokumuyor, halıyı okuyoruz”

Her biri ayrı bir sanat eseri olan el dokuması halılar muhakkak ki dokunduğu toprakların ve onu dokuyan ellerin hikâyesini ilmeklerinde barındırıyor. Bu hikâyeler içerisinde sizi etkileyen var mıdır? Bizimle paylaşır mısınız?         

5 yıl kadar önce çarşı içerisindeki kuyumcu esnaflarımızdan biri bana anneannesinin yapmış olduğu Kayseri Yahyalı halısını getirdi. Ermeni vatandaşı olan bu arkadaşımızın getirdiği halıda Müslümanların seccade üzerine işlediği ‘mihrap’ deseniyle karşılaştık. Bu nasıl olur diye düşündüğümüzde ise, yaşadığı kültürün geleneksel bir deseni olduğu için işlemiş olabileceğini veyahut o zamanın şartlarında din, dil, ırk ayrımı yapmaksızın bütün inançların birarada yaşadıklarından dolayı kendi inançlarından farklı bir inancın değerlerini işlemekte herhangi bir sakınca görmemiş olabileceğini düşündük.

Bir başka hikâyeye ise almış olduğum Sivas halısını seyre dalmışken karşıma çıktı. Bu işi yaparken en çok oturup yeni aldığım bir halıyı seyretmek, motifleri üzerinde düşünmek ve neler anlattığını anlamaya çalışmaktan zevk alıyorum. Sivas halısını seyrederken farkettim ki halı üzerine işlenmiş tek bir gamalı haç deseni var ve bunu da sadece dikkatlı baktığınızda görebilirsiniz. Bunu yapan da Hristiyan olduğunu belli etmek adına bunu işlemiş ilmeklerinin arasına.

Buradan halıcılığın sadece üretim, alım, satımdan ibaret bir meslek olmadığını görüyoruz?

Kesinlikle. Özellikle el dokuma halıcılığı bunlardan ibaret değil. Aksine bir kültür aktarıcılığı yapıyoruz biz bu meslekle. İhraç ettiğimiz ve yurt içine gelen her ülkenin insanını cezbeden bu kültürel mirasımızı en doğru şekilde aktarmak bir anlamda boynumuzun borcu. Amacımız sadece para kazanmak değil, halıların desenlerinin oluşmasında yatan hikâyeleri anlatarak alıcılara sadece halı almadıklarını, ilmek ilmek işlenmiş bir tarih, bir hikâye kitabı aldıklarını aktarıyoruz. Örneğin; Elibelinde deseni Anadolu’da ki kadınlarımızın gücünü, hamaratlığını temsil etmektedir. Yılan deseni, kötülüğü simgeler ki kötü insan olmayalım. Akan su, çiçekler, kurtağzı gibi birçok desen ile kadınlarımız ilmek ilmek hikâye dokumuşlardır.

Yurtiçi ve yurtdışından gelen bütün müşterilerimize Anadolu halılarında kullanılan figürler başlığı altında topladığımız aynı zamanda da halının nasıl yıkanıp saklanmasına dair bilgileri içeren sertifikası ile birlikte küçük bir el kitabını bizzat kendimiz hazırlayarak sattığımız her halının içerisine koyup müşretilerimize yollyoruz. Halı sertifikasında neler var; halının nereden geldiği, yünü, renkleri ve desenlerini içeren küçük bir el kitabı oluşturmuş bulunuyoruz. Böylece insanların halıya ve aynı zamanda da Türklere karşı bakış açıları değişmiş oluyor.

Hangi ülkelere ihracat yapıyorsunuz?

Amerika, Avrupa ülkeleri, Güney Afrika, Avusturalya ve özellikle İtalya gibi ülkelerden gelen bizimle aynı işi yapan dostlarımız var. Bunlar Türkiye’ye gelerek bizden halı aldıktan sonra kendi mağazalarında satışını geçekleştiriyor. Fakat ağırlıklı olarak ihracat listemizin başında İtalya, Amerhaisika yer alıyor.