Geçmişten günümüze ipliğin tarihsel gelişimi

İplik, dokuma maddelerinin (pamuk, keten, yün, ipek, naylon vb.) uzun ince lifleri her birinden bükülmüş ve çekilmiş durumu olup, tekstil, dikiş, kroşe, örgü, dokuma, nakış ve halat üretimi için uygun hale getirilmesi işlemidir. İplik, lifin elde veya makinede dikiş için uygun hale getirilmiş tipidir. Modern üretim dikiş iplikleri balmumu veya diğer yağlayıcı maddeler ile (dikiş anındaki baskıya karşı koyması için) son bulur. Nakış iplikleri el veya makine nakışı için özel olarak dizayn edilmiş ipliklerdir.

 

İpliğin tarihsel gelişimiKumaş yüzeyini iplik grupları oluşturur. İplikler ise elyafların önce kendi kendine tek kat olarak, sonra sağlam şekilde oluşturmak için iki tek katın ya da ikiden fazla tek katın sağ ya da sol istikamette bükülmesi ile meydana getirilir.  Kumaşın ham maddesi olan iplik, “dokuma, örme ve dikimin temel elemanı olarak kullanılan, pamuk, keten, yün, ipek, naylon vb. tekstil hammaddelerin kesiksiz ve kesikli liflerinin birlikte bükülmüş ve çekilmiş durumudur.Yaklaşık iki yüzyıl öncesine kadar eğirme yöntemi ile iplik elde edilmekteydi.Dokumanın geçmişinin çok eskiye dayandığı bilinmektedir. Ancak, dokuma için iplik gereklidir ve bu nedenle dokumadan önce eğirme gelir.  Eski çağlarda eğirme tanrısal bir iş sayılmıştır. Örneğin, Tanrıça Frigga elinde bir iğ ile gösterilirdi. Orta çağlardaki Hristiyan inancına göre ilk iplik eğiren Havva’dir. Eğirme kadının en asil görevlerinden biri sayılmıştır. El ile iplik eğirilirken iğ adı verilen iki ucu sivri ortası kalınca basit bir tahta çubuk kullanılmaktadır. İplik eğirilirken iğ üzerine sarılmaktadır. İğ aynı zamanda masuradır.  Zaman içerisinde insanların kullanımı açısından kolaylık olacak şekilde ufak değişikliklere uğramıştır.İğin uç kısmı iplik eğirmede fonksiyonel olmamakla birlikte sarım işine kolaylık sağlamaktadır. Bu farklılıklar ile iplik eğirme aparatları kirman ve öreke gibi farklı isimler almıştır. İğ, öreke ve kirman gibi eğirme aparatlarının uzun yıllar kullanılması sonrasında insanların ihtiyacının artması ve bu ihtiyaca yanıt verme arayışı her alanda olduğu gibi iplik üretim tekniklerindeki gelişmelere de neden olmuştur. İplik eğirmede iğe sarılan iplik sisteminin geliştirilmesi ile çıkrık oluşturulmuştur. Elle döndürülen çıkrık ile eğirilen ipliğin farklı bir masuraya sarılması gereksinimi ortaya çıkmıştır. Çıkrığın ilk olarak nerede kullanıldığı tarihlendirilememesine rağmen, önce Asya’da kullanıldığı düşünülmektedir. Daha sonraları 1280 yıllarında Avrupa’ya ulaştığı düşünülmektedir. İlk kullanımında eğirilen iplik sadece masuraya sarılırken ilerleyen tarihlerde çıkrık ipliğin bükülmesinde kullanılmıştır. İplik üretiminde ilk makineleşme 1272’de Bologna da ortaya çıkmıştır. Burada XI. yüzyıl sonlarında, Çin’de kullanılan makineler temel alınarak ipek ipliğinin çiftleştirilerek büküm ve sarımı makineleştirildi ve XIV. yüzyılda bu makineler su çarkı ile çalıştırılmaya başlandı. 1480’li yıllarda çıkrığın masuraya sarım yapan kısmına, yarım aya benzeyen bir parça ilave edilmiştir. Bu parça masuranın üzerine ipliği sararken, malzemenin çarpraz sarılarak sökülmesini engellemektedir. Bu parça; ‘Flayerli çıkrık’ denilen çıkrığa da adını vermiştir.İplik bükümü ve sarımı sanayileşme bakımından önceleri dokuma kadar çok gelişmemişti. İplik büküm ve sarım işlemi kırsal kesimlerde kadın ve çocuklar tarafından evlerinde yapılmaktaydı.  Tarlada elde edilen ürünler ikinci bir iş olarak ipliğe dönüştürülmekteydi. Zaman içerisinde iplik taleplerinin artması ile dokumacılar ve tüccarlar eğirme evleri ile bükümhaneler kurmuşlardır. Fabrikaların başlangıcı olarak düşünülen bu evlerde, düşük ücretlerle kadınlar ve çocuklar uzun saatler çalıştırılmaktaydı.  Hatta artan talebi karşılamak için hapishanedeki kadın ve erkekler de çalıştırılmışlardır. 1700’lü yıllarda dünya genelini etkileyen teknolojik gelişmelerden tekstil sektörü de payını almıştır.1733 yılında John Kay tarafından seri atışlı mekiğin (uçan mekik) bulunması dokuma makinelerinin kapasitesini büyük oranda arttırdı. Aynı dönemde iplik ihtiyacının artması nedeniyle iplik makinelerindeki gelişmeler de kendini göstermektedir. Bu gelişmelerden dolayı insan gücüne olan ihtiyaç azalmış, bu durum dokuma ve iplik üretimindeki çalışanların tepkilerini çekmiştir. Eğrilmiş iplik; liflerin sağlam kalıcı, dayanıklı bir iplik edilmesi amacıyla bükerek veya bir araya getirerek yapışık hale getirilmesidir. İplik içinde liflerin bükülmesi işlemine eğirme denir ve Late Stone Age (Geç Taş Devri) olarak adlandırılan günümüzden yaklaşık 40.000-10.000 yıl öncesine tarihlendirilebilir.  İplik eğirme işlemi endüstrileşmenin ilk işaretlerinden biridir. Eğrilmiş iplik bir tek tip lif içerdiği gibi çeşitli karışım tiplerini de içerebilir. Yapay lif (yüksek güç, yapay parıltı ve ateşe dayanıklılık kalitesine sahip) İle tabii lipler (iyi bir su emme ve deriyi rahat hissettirme kapasitesine sahip) birleşimi çok yaygındır.  Çok yaygın bir şekilde kullanılan karışımlar pamuk-polyester ve yün-akrilik liflerdir. Farklı tabii lifler karışımı da yaygındır, özellikle angora ve kaşmir.İplikler birkaç katmandan yapılır, her bir katman tek bükümlü iplikten olur.  Bu tek bükümlü katlar daha kalın bir iplik elde etmek için birlikte zıt yönde bükülür. son bükümün yönüne dayanarak, iplik s-büküm veya z-büküm olarak bilinecektir.Zanaat iplikleri Karışık renkli iplik yumağıyla bir kedi. İplik miktarı genellikle ons veya gram ölçü ağırlığı ile değerlendirilir. Birleşik Devletler, Kanada ve Avrupa’da el işlerinde kullanılan iplik topları ağırlık ile satılır. Yaygın ölçüler 25gr, 50gr ve 100gr lık yumakları içerir.  Bazı şirketler ayrıca öncelikle ons birimiyle üç-ons, dört-ons, altı-ons ve sekiz-ons luk değerlerle kıymet biçerler. Bu ölçüler standard ısıda ve nemde alınırlar çünkü iplik havadan nemi bünyesine emer.  Bir yumak veya iplik topunun içirdiği gerçek uzunluk onun lif ağırlığı ve örgü kalınlığı nedeniyle farklıdır. Örneğin, bir 50gram ağırlığında dantel mohair yumağı birkaç yüz metre uzunluk içerirken, 50gramlık hacimli yün yumağı sadece 60 metre uzunluk içerebilir. Nakış ipliği tipinin çoğu tek hacim veya ağırlıkta olup, buna müstesna olan inci veya perle koton üç ağırlıkta, No. 3 (en ağırı), No. 5, ve No. 8 (en iyisi) dir.İplik boyasız veya tabii yada yapay boyalı olarak kullanılabilir.  İpliklerin çoğu tek bir düzenli renk tonuna sahiptir, fakat alacalı rengarenk iplik seçenekleride vardır.

 

Tarlada elde edilen ürünler ikinci bir iş olarak ipliğe dönüştürülmekteydi. Zaman içerisinde iplik taleplerinin artması ile dokumacılar ve tüccarlar eğirme evleri ile bükümhaneler kurmuşlardır. Fabrikaların başlangıcı olarak düşünülen bu evlerde, düşük ücretlerle kadınlar ve çocuklar uzun saatler çalıştırılmaktaydı.  Hatta artan talebi karşılamak için hapishanedeki kadın ve erkekler de çalıştırılmışlardır. 1700’lü yıllarda dünya genelini etkileyen teknolojik gelişmelerden tekstil sektörü de payını almıştır.1733 yılında Johiğin (uçan mekik) bulunması dokuma makinelerinin kapasitesini büyük oranda arttırdı.  Aynı dönemde iplik ihtiyacının artması nedeniyle iplik makinelerindeki gelişmeler de kendini göstermektedir. Bu gelişmelerden dolayı insan gücüne olan ihtiyaç azalmış, bu durum dokuma ve iplik üretimindeki çalışanların tepkilerini çekmiştir.Eğrilmiş iplik; liflerin sağlam kalıcı, dayanıklı bir iplik edilmesi amacıyla bükerek veya bir araya getirerek yapışık hale getirilmesidir.  İplik içinde liflerin bükülmesi işlemine eğirme denir ve Late Stone Age (Geç Taş Devri) olarak adlandırılan günümüzden yaklaşık 40.000-10.000 yıl öncesine tarihlendirilebilir. İplik eğirme işlemi endüstrileşmenin ilk işaretlerinden biridir.  Eğrilmiş iplik bir tek tip lif içerdiği gibi çeşitli karışım tiplerini de içerebilir. Yapay lif (yüksek güç, yapay parıltı ve ateşe dayanıklılık kalitesine sahip) İle tabii lipler (iyi bir su emme ve deriyi rahat hissettirme kapasitesine sahip) birleşimi çok yaygındır. Çok yaygın bir şekilde kullanılan karışımlar pamuk-polyester ve yün-akrilik liflerdir. Farklı tabii lifler karışımı da yaygındır, özellikle angora ve kaşmir. İplikler birkaç katmandan yapılır, her bir katman tek bükümlü iplikten olur. Bu tek bükümlü katlar daha kalın bir iplik elde etmek için birlikte zıt yönde bükülür. son bükümün yönüne dayanarak, iplik s-büküm veya z-büküm olarak bilinecektir. Zanaat iplikleriKarışık renkli iplik yumağıyla bir kedi. İplik miktarı genellikle ons veya gram ölçü ağırlığı ile değerlendirilir.  Birleşik Devletler, Kanada ve Avrupa’da el işlerinde kullanılan iplik topları ağırlık ile satılır. Yaygın ölçüler 25gr, 50gr ve 100gr lık yumakları içerir. Bazı şirketler ayrıca öncelikle ons birimiyle üç-ons, dört-ons, altı-ons ve sekiz-ons luk değerlerle kıymet biçerler.  Bu ölçüler standard ısıda ve nemde alınırlar çünkü iplik havadan nemi bünyesine emer. Bir yumak veya iplik topunun içirdiği gerçek uzunluk onun lif ağırlığı ve örgü kalınlığı nedeniyle farklıdır.  Örneğin, bir 50gram ağırlığında dantel mohair yumağı birkaç yüz metre uzunluk içerirken, 50 gramlık hacimli yün yumağı sadece 60 metre uzunluk içerebilir.Nakış ipliği tipinin çoğu tek hacim veya ağırlıkta olup, buna müstesna olan inci veya perle koton üç ağırlıkta, No. 3 (en ağırı), No. 5, ve No. 8 (en iyisi) dir. İplik boyasız veya tabii yada yapay boyalı olarak kullanılabilir. İpliklerin çoğu tek bir düzenli renk tonuna sahiptir, fakat alacalı rengarenk iplik seçenekleride vardır.