Anadolu halıcılık tarihinin başlangıcı için birçok yayın 1071 tarihini milat olarak kabul eder. Bu tarih Malazgirt savaşının tarihi olmakla birlikte, Asya’dan koparak Anadolu’yu yurt olarak seçen göçebe Türkler için bu coğrafyanın kapılarının tamamen açıldığı da bir tarihtir. Bu tarihten itibaren her yüzyılda halıcılık Anadolu’ya Türklerle birlikte yavaş yavaş yayılmış, bir takım üretim merkezleri oluşmuş, halıcılık buralarda kendi yöresel karakterlerini geliştirmiş; yönetim, ticaret, savaşlar ve ekonomi gibi toplumsal ve siyasi etkilere maruz kalarak bazı değişimler ve gelişimler geçirerek günümüze kadar gelmiştir. Osmanlı sonrası Türkiye’si için de yine bir milat tarihi vardır ki bu 29 Ekim 1923’tür. Bu tarihten itibaren yalnızca siyasi yönetim biçiminde değil, ekonomiden eğitime, sanattan, ulaşım ve üretime her alanda köklü değişiklikler olmuştur. Modern Türkiye tarihi içinde tabi ki her şey yeni değildir ve hemen değişmemiştir. Cumhuriyet Türkiye’sinin ilk yıllarında üretimin çoğu tarım ürünlerine ve kısal üretime dayanmaktadır. Vatandaşlar da geçimlerini Cumhuriyet öncesinde nasıl sağlıyorlarsa Cumhuriyetle yine aynı faaliyetleri yaparak karşılamaya devam etmişlerdir. Tarım ve hayvancılıkla birlikte yapılan birçok geleneksel üretim gibi halıcılık da bunlardan birisidir. Cumhuriyet dönemi halıcılığını anlayıp anlatabilmek için Cumhuriyet öncesi durumu bilmekte fayda vardır. Çağlar boyu göçebe Türklerin geleneksel üretimlerinden birisi olan halıcılık, Osmanlının son dönemlerinde üretim olarak son derece yüksek bir ivme kazanmıştır. Bunun en önemli nedenlerinden başında Avrupa’da sanayi devrimi sonrası yaşanan refah yükselişi ve alt gelir gruplarında artan alım gücü gelmektedir. 18. yüzyılın ikinci yarısına kadar zenginler, din ve devlet üyelerinin alabileceği ürünler olan halılar bu tarihten sonra orta ve alt sınıf için de tüketim ürünlerine dönüşmeye başlamıştır. Bu dönemde, Osmanlıdan kapitülasyonlar ile birtakım imtiyazlar elde eden batılılar, ülkenin yeraltı ve yer üstü kaynaklarının sömürülmesinin yanı sıra batı için her zaman bir arzu nesnesi olan halılar için de girişimlerde bulunmuşlardır.Bazı uzmanlar, doğuda halıcılığın organize bir üretim ve ticaret şeklini almasında Osmanlı’nın katıldığı uluslararası fuarların da önemli bir etkisi olduğunu belirtmektedirler. Osmanlı devleti bu fuarlara gelişmiş bir sanayisi olmadığı için daha çok halı gibi el sanatı ürünler, zenginliklerini gösteren sınırları dahilinde üretilen doğal kaynakları ve kültürel ürünleri ile katılmıştır. Batı, bu fuarları “genişletilmiş tek dünya”nın mikrokozmozu olarak görmüş, bu fuarlarda sergilenen ürünler kısa sürede kitlesel erişimli bir değişime neden olmuştur. 19. yüzyılın ortalarına kadar Anadolu’da halı üretimi evlerde kadın ve çocuklar tarafından yapılan bir üretim şeklinde yürütülmüştür. Bu tarihe kadar halı ticareti daha çok Osmanlı tüccarların denetiminde yapılmaktadır. Örneğin o yıllarda Batı Anadolu’da ticaret yapan Hacı Ali Efendi 3000’e yakın eve iş verip, 84.000 m2 halı dokutmaktadır. Batılıların, özellikle İngilizlerin halı üretimine girişi de 19. yüzyılın ikinci yarısına rastlamaktadır. İplik ve model vererek Uşak ve çevresinde halı dokutmayla işe başlayan İngiliz şirketleri, her geçen yıl piyasadaki hakimiyetlerini katlayarak arttırmışlardır. 1870’lerde Uşak, Anadolu’daki halı üretiminin üçte birini üretmektedir. Bu şirketler kısa sürede halı ticaretini denetim altına almış ve Batı Anadolu’da üretilen halıların Avrupa’ya ihracatının neredeyse tamamını gerçekleştirmişlerdir. Bu şirketler, yünlerin köylerden toplanması, iplik haline getirilmesi, boyanması, dokuma için köylere gönderilmesi, üretimin denetlenmesi ve üretilen halıların toplanması için çok iyi bir organizasyon kurmuşlardır. Batı Anadolu’da 1884 yılında 155.000 m2 olan halı üretimi İngilizlerin organizasyonu ile dokuz yılda iki kattan fazla artarak 1893 yılında 367.876 m2 ’ye çıkmıştır. 19. yüzyılın sonlarına kadar Batı Anadolu merkezli halı firmaları tarafından idare edilen halıcılığa, büyüyen pastadan pay almak için, bu tarihten sonra İstanbul merkezli yabancı kuruluşlar ile yerel üreticilerin de dahil olmaya başladığı görülmektedir. Urfa’da Almanlar, Harput’ta Amerikalılar atölyeler kurup işletmişlerdir. Halep’te de bir atölye bulunmaktadır. Bu dönemde Sivas’ta, Sivas Valisi Horasan ve İran tasarımları ile 300 tezgâhta, Anadolu’da üretilen halılardan farklı desenli ve daha ince kalitede halılar ürettirmiştir. Ermeni azınlıklar denetiminde gelişen üretim kısa sürede 2000 tezgâha ulaşmıştır. 1911 yılında Sivas’ta 10.000 halı dokuma tezgâhı bulunmaktadır. Bu yıllar içinde Sivas Valisi halıcığı desteklemek amacı ile bölgede modern ve eski Anadolu halılarından oluşan 41 halı sergisi düzenlemiştir. …
- yüzyılın başlarında yerel ve diğer yabancı üreticilerin Batı Anadolu üreticilerini sıkıştırması sonrasında İngiliz şirketleri birleşerek 1908 yılında Şark Halı Kumpanyasını (O.C.M. Oriental Carpet Manufacture) kurması ile Batı Anadolu halı üretimi farklı bir boyuta geçmiştir. Şirket üretimin verimsiz olan kısımlarını yeniden organize etme yoluna gitmiş ve öncelikli olarak iplik ve boyama fabrikaları kurmuştur. Doğal boyar maddeler kadar olmasa da anilinden daha iyi olan alizarin boyanın bulunması da bu kuruluşun desteği ile gerçekleşmiştir. Daha sonra üretimi daha denetlenebilir hale getirmek için belli merkezlerde atölyeler de kurmuşlardır. İlk başta İzmir, Burdur, Isparta, Urla, Haçin ve Kırkağaç kurulan atölyeler kısa sürede Anadolu’nun diğer bölgelerine doğru yayılmıştır. Atölyelerin kurulması için sermaye yükselten Şark Halı Kumpanyası, 1 milyon sterlinlik sermayesi ile Anadolu’nun en büyük ikinci şirketi konumuna yükselmiştir. Kumpanya 1912’de yalnızca Konya vilayetinde 15-20.000 dokuyucu ve 4000 tezgâha da iş vermiştir. Şark Halı Kumpanyası, kısa sürede İstanbul merkezli halı üreticilerini bertaraf ederek pazarın tek hâkimi olmuş, bundan yalnızca Uşaklı halı tüccarlarının bir kısmı kurtulabilmiştir. Şark Halı kumpanyası aynı tarihlerde Anadolu haricinde İran, Afganistan, Çin ve Hindistan’da da halı üretimi yaptırmaktadır. Batılı şirketler tekelinde yürütülen halıcılığın büyük karı da yine bu şirketler eliyle yurtdışına çıkarılmaktadır. devamı gelecek sayıda…